Mekanlarda Renklerin Önemi
- Berat çelik
- 28 Tem 2019
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 1 Ağu 2019
Bir mekana iki nedenle kimlik kazandırmak isteyebiliriz. Evimizdir ve bizi yansıtmasını, dolayısıyla rahat edebilmeyi hedefleriz. Ya da ticari bir mekandır, istenilir çağrışımı yaratması gerekmektedir.
Peki renklere ne kadar güvenmeliyiz?

Kişilerin renk seçimlerini, tonları gözeterek, dört-beş ana renk skalasında toparlayabiliyoruz. Her renk skalasında “mavi”nin ayrı bir tonunun olduğunu düşünün; “Puslu orta koyulukta bir mavi”, “gece mavisi” ve “petrol mavisi” ayrı paletlerin mavileri. Her biri, kendileriyle ortak renk özelliklerini (derinlik, yoğunluk, sıcak veya soğuk alt tonlar) paylaşan diğer tonlarla ahenk içerisinde. Renk uyumuna, ancak aynı paletten seçtiğimiz renkleri birlikte kullanabilmek ve birbirinden farklı kombinasyonları kullanmak suretiyle ulaşabiliyoruz.
“ Tertemiz kağıttan daha tatmin edici bir şey var mıdır? Renkli kağıt ve dokuların arasında eşlemeler yapmak ve “stock” için seçimler üretmek... “ - Tom Kunding (1954 - )
Tabiki renkler daima tarzlara göre değişiklik gösterirler. Farklı tarzı benimseyen kişiler her objeye tarzına göre farklı renk atayabilirler.
Minimalist tarzı benimseyenler, duvarlarda genelde beyaz, gri, taş renklerini kullanmayı severken, mobilyalarda koyu renge yöneliyorlar. Belki bir iki tane renkli obje ile mekana renk katıyorlar. Tarzlarını “rafine” olarak özetleyebiliriz. Genelde az sayıda kişi ile veya ikili sohbetlerden keyif alıyorlar. Mükemmelliyetçi olmanın yanısıra, başkalarından da bunu bekliyorlar. Ve sanırım ev temizliğinde en hassas olanlar bu gruptan çıkıyor.
Klasik tarza yatkın olanlar veya günlük hayatlarında sportif görünenler, iş hayatındaki rekabet ortamlarını evde rahatlıkla dengelemek üzere, doğal dokulu kumaşlara, ahşaba çok yöneliyorlar. Duvar renklerinde genelde, bejler, şampanya renkleri kullanarak mekanlarını ısıtıyorlar. Aynı zamanda etnik dekoratif ürünlere de yer verebiliyor, nispeten köşeli mobilyaları tercih edebiliyorlar. Kalabalık ortamları, topluca bir araya gelmeyi, sohbeti çok seviyorlar.
Daha romantik tarza sahip olan, iyi dinleyici diyebileceğimiz kişiler, ev dekorasyonunda yuvarlak ve kavisli hatları rahatlıkla kullanıp, hafif ve uçuşan perdelere, nispeten açık renkli döşemeliklere el uzatabiliyorlar. İnci beyazı diyebileceğimiz gri ile kırık beyazlar, puslu açık pembeler, açık lilalar dekorasyonun bir köşesinden bize göz kırpıyor oluyor.. Evleri de kendileri gibi sükunet çağrıştırıyor.
Çok değişik dokumaları rahatlıkla mekanlarında kullanabilen, çok düşünerek ve uzun süreli kullanabilecek detayları evlerinde bulunduranlar, genelde neşeli mizaçlılar. Alışverişlerinde kaliteyi gözetiyor, az, öz alım yapıyor ve bedelini son sırada değerlendiriyorlar. Duvarda renk seçimleri genelde fildişi rengi ve aksesuarlarda renk oyunlarına meyilliler. Ev içerisinde günün moduna uygun ayarlamaları en rahatlıkla becerebilen ve neyi istediğini, neyi istemediğini çok iyi bilen bir grup.
Bir de popart’tan etkilenmiş son bir grup var ki, çizgi film, çizgi roman kahramanlarına tepsilerinden, tablolara kadar her yerde kullanmayı seviyorlar. Genelde biriktirmeye alışkın olduklarından, bol bol dekoratif kutuyu evlerinde görebiliyoruz. Mekanlarında 3-4 ana baskın rengi bir arada kullanmaktan keyif alıyorlar.
Elbette her grubun diğer gruplarla kesiştiği ayrıntılar da mevcut.
Kaynak: EVDE MODA – KASIM ARALIK 2013
Harika gerçekten etkileyici bir yazı olmuş.